Ben eşine Al Sorna konusunda tüm bildiklerimi mükemmel bir boyutta anlatırken general zevk kölesiyle birlikte aşağıdaydı. Alltor önümüzde yanarken saatler boyunca konuşmuştum. Generalin eşi meraklı bir kadındı ve pek çok sorusu vardı ama nedense Umut Katili’nin yeteneklerini abartmaya elverişli gibiydi.
“Yani halkının anlattığı o geniş güçleri görmedin mi?” diye sordu imparatorlukta Al Sorna konusunda anlatılan pek çok hikâyeden birkaçını anlatmamı dinledikten sonra.
“Yalnızca bir insan, Hanımım,” dedim. “Çok becerikli ve kurnaz, doğru ama kişiler bu sezgi kabiliyetini büyüyle karıştırıyorlar. Akıl okuyabildiğine, hayvanların ya da ölülerin ruhlarıyla konuşabildiğine dair bir delil görmedim.”
Altıncı Nişan’ın geniş savaşçısı Vaelin Al Sorna, nam-ı diğer Umut Katili ya da Karanlıkkılıç… Ulusunun karşılaştığı geniş yıkımın sonra savaşın izlerini, ölümleri ardında bırakmak ve kendiyle yüzleşmek amacıyla Krallık’a, evine arka döner. Kral tarafından Kuzey Kulesi’nin Efendisi afiş edilir. Ama Kan Şarkısı’nın sunduğu kaderde sakin ve huzurlu bir yaşam yoktur.
İntikam arayışında olanlar ve Umut Katili’nin sahip olduğu yeteneğin varlığını bilenler Vaelin Al Sorna’nın peşindedir.
Frentis ise savaşın sonra esir düşmüştür ve onu elinde tutanların Vaelin’in krallığı ile ilgili beklenmedik planları vardır. Ve Diyar, bir defa daha geniş tehlikelerle yüzleşmek durumunda kalacaktır.
“Fantastik edebiyatın yeni ustası.” –Michael J. Sullivan